Dünya Sağlık Örgütü bebek ve çocuk ölümlerinin %45’inin yetersiz beslenmeden kaynaklandığını ve emzirmenin artırılmasıyla birlikte her yıl tüm dünyada 820 000 den fazla bebek ve çocuğun hayatının kurtarılabileceğini söylemektedir.
Bakanlığımız tarafından hatalı anne sütü uygulamalarının önlenmesi, emzirmenin korunması, özendirilmesi ve desteklenmesine yönelik, UNICEF işbirliğinde 1991 yılından itibaren “Anne Sütünün Teşviki ve Bebek Dostu Sağlık Kuruluşları Programı” yürütülmektedir. Programın temel hedefi ; “Başarılı Emzirmede 10 Adım Prensipleri” doğrultusunda sağlık hizmetleri içinde emzirmeyi standart hale getirerek, bebeklerin hayata en iyi şekilde başlamasını sağlamaktır. Bu bağlamda tüm bebeklerin doğumdan sonra ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslenmesi, sonrasında da uygun tamamlayıcı beslenme ile birlikte 2 yaş ve ötesine kadar emzirmenin devam ettirilmesi önerilmektedir.
Anne sütü bir mucizedir. Yeni doğmuş bebekler için yaşama en iyi başlangıcı sağlayan, içerdiği besin öğeleriyle bebekte büyüme ve gelişmeyi destekleyen mükemmel bir besindir. Bebek için en temiz ve en güvenilir gıdadır. Anne sütü alan bebeklerde; yeterli ve dengeli beslenme ile birlikte sağlıklı büyüme ve gelişme sağlanır. Bununla birlikte, pek çok hastalık riski azalırken bağışıklık sisteminin korunması ve geliştirilmesi gibi birçok fayda elde edilir. Bebeğin ilk aşısıdır, pek çok enfeksiyonun önlenmesinde önemli bir silahtır. Emzirme anne-bebek ilişkisini kuvvetlendirir, bebeğin ruhsal ve bedensel gelişimi ile birlikte zeka gelişimine yardımcı olur. Annelik duygusunun gelişmesine neden olur. Bebek üzerindeki tüm bu olumlu etkilerinin yanı sıra emzirme annelerin meme kanseri ve yumurtalık (over) kanserine yakalanma riskini ve lohusalık hüznünün görülme sıklığını azaltır. Emziren anneler gebelik öncesi kilolarına daha çabuk dönerler. Anne sütünün sağlık açısından ve psikososyal açıdan yukarıda belirtilen yararlarının yanında, her ihtiyaç duyulduğunda hazır bulunması ve ek bütçeye ihtiyaç olmamasından dolayı ekonomik ve pratik bir besindir. Tüm bu nedenlerle anne sütü ile emzirmenin korunması, desteklenmesi ve yaygınlaştırılması gereklidir.
Biliyoruz ki her annenin sütü kendi bebeğine özeldir, anne sütü ve emzirmenin bebek, anne ve topluma önemli katkıları vardır. Bakanlığımızca yürütülen çalışmalarla anne sütü ile beslenen bebek oranı artmıştır. Bununla beraber bebeklerimizin tamamının ilk 6 ayda sadece anne sütü alamadığı görülmektedir.
Bunun nedenleri arasında “annelerinin sütlerinin yeterli olmadığına inanmaları, emzirmede bazı güçlüklerle karşılaşmaları, bunlarla nasıl başa çıkılabileceği konusunda yardım ve destek almamaları, çalışma hayatına geri dönmeleri ve bu süreçte emzirmeyi nasıl devam ettirecekleri konusunda yeterli bilgi sahibi olamamaları” gibi gerekçeler sayılabilir.
Anne ve bebek sağlığı açısından tüm doğumların hastane ortamında gerçekleşmesi gerekmektedir. Sağlık Bakanlığı’nın ve Dünya Sağlık Örgütü’nün önerileri doğrultusunda ilimizdeki sağlık kurumlarımızda yürüttüğümüz çalışmalarla, bebeklerimizin doğumdan hemen sonra en az 1 saat süreyle annesi ile ten tene temasının sağlanmasını, bu süreçte en erken zaman diliminde emzirilmenin başlatılmasını ve tıbbi bir gereklilik olmadığı sürece ilk 6 ay su dahi vermeden sadece anne sütüyle beslenmelerini, 6. aydan sonra da ayına uygun tamamlayıcı besinlerle 2 yaş ve ötesine kadar anne sütü almalarının sağlanmasını hedeflemekteyiz.
Emzirme ve anne sütü konusunda hem Aile Hekimliği Birimlerimizde hem de doğum gerçekleşen hastanelerimizde gebelere ve doğum yapmış annelere eğitim, danışmanlık ve destek sağlanmaktadır. İçinde bulunduğumuz COVİD-19 pandemi sürecinde de bebeklerimizin anne sütü ile beslenebilmeleri çok önemlidir. Annelerimiz emzirme ile ilgili her türlü soru ve sorunlarında tüm sağlık kuruluşlarımızdan destek alabilirler.
Prof. Dr. Mehmet KOÇ
İl Sağlığı Müdürü